BIRAKIN AYAKLARIM MEMLEKETİMİN SULARINDA ISLANSIN
Atatürk ve beraberindekileri Hamidiye zırhlısından alıp karaya ulaştırmaya çalışan motor denizin şiddetinden muvaffak olamayınca Müftü Mahallesinden 20 yaşındaki Hakkı Şentürk, dayanamaz ve öne atılır. Denize koşup Atatürk’ü sırtına alarak karaya çıkarmak ister. Atatürk, bu isteği “Bırakın ayaklarım memleketimin sularında ıslansın” diyerek geri çevirirdi. İskeleye ayak basınca kurbanlar kesilmeye ve dinamitten yapılmış bombalar atılmaya başlandı. İhtiram safları teşkil ederek bekleyen asker, memur ve halka hitaben “Merhaba asker, merhaba arkadaşlar” diyerek Rize İdman Yurdu bandosunun çaldığı karşılama havası arasında iskeleyi yürüyerek hükümet binasına çıktı. Üst katta olan Jandarma Dairesi’ne girdi. Sonra merdivenin başında bulunan Umum-i Tasarrufiyye Dairesi’ne yani Tapu Müdürlüğüne girdi. Tapu Müdürü Trabzonlu Abdülkerim Bey ile konuştu. "Rus işgalinde defterleriniz nerede idi" diye sordu. Müdür Abdülkerim Bey: "Mahzende idiler; kuyudatın suretleri Kuyud-i Umumiye müdüriyetinde mevcuttur." Dedi. Atatürk 325 tarihli bir dağıtım defterini açtı, tetkik etti. Tapu Baş Katibi Arayıcıoğlu İbrahim Efendi ile konuştu, memnun oldu. Tapu dairesinden dışarı çıktı.